[Oğulcan Aksoy ile Birlikte]
Ordu kent merkezi, günümüzde Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin de içinde bulunduğu Altınordu İlçesi sınırlarında bulunan ve Bülbül Deresi’nin batısında yer alan mahallelerden oluşmaktadır. Ordu’da ilk yerleşimin görüldüğü dönemden bu yana kentin batısından doğusuna, eğimin fazla olduğu bölgelerden düşük olduğu bölgelere doğru bir yayılma izlenmektedir. Günümüzde daha çok 20.yy yapılarının oluşturduğu bir kent merkezi görünümünde olan bölgede daha önceki dönemlere ait yapılaşmanın izleri görülse de kentin bütününe etkisi oldukça zayıftır.
Kenti güney yönünde çevreleyen yükseltilerin eteğinde bulunan Hükümet Konağı, Hükümet Caddesi ve Doğu yönündeki paraleli Fatih Caddesi ile denize bağlanmaktadır. Söz konusu caddeler ve bunları dik kesen akslar kent merkezindeki günlük yaşamda ticari canlılığının büyük bölümünün geçtiği kentsel mekânlar olarak öne çıkmaktadır. Hükümet Konağı, Büyükşehir Belediyesi ve diğer resmi kurum ve kuruluşlar ile birlikte, daha önceki dönem yapılarının hemen yanında kurulmuş, tipik Anadolu kenti çekirdeğini burada gözlemlemek mümkündür. Bu türden çok katmanlı tarihsel geçmişe sahip kentlere müdahale yaklaşımları, katmanlardan her birine aynı hassasiyetle yaklaşarak, birini diğerinin önüne geçirme gayesi gütmeden, halkın öncelikli ihtiyaçları ve kamu yararı göz edilerek bilimsel bir çerçevede araştırmalara dayalı olarak yapılmalıdır.
Alanın mevcut verileri yapılacak müdahale konusunda bize yol göstermektedir. 19 Eylül Stadyumu’nun olduğu yapı adası, hazırlanan projelerde A Bölgesi, Saray Hamamı ve İbrahim Atik Paşa Camisi arasında kalan ve şu anda açık otopark kullanılan alan B Bölgesi ve Kapalı Sebze Pazarının bulunduğu ada C Bölgesi olarak geçmektedir.
Söz konusu üç alan için de ortak olan yaklaşımlar kamu kullanımının maksimize edilmesi, kentlinin günlük yaşamına kalite ve canlılık getirecek, kentin ziyaretçilerine akılda kalıcı bir deneyim sunacak altyapının planlanmasıdır. Bunu yaparken mevcut mülkiyet koşullarını ve kentin yakın geçmişine ait dokuyu zorlamadan, olabildiğince az müdahaleyle, çevrenin kendiliğinden dönüşmesini tetikleyecek yaklaşımlar benimsenmiştir.
A, B ve C bölgesi kentsel doku içinde koridorlardan geçilerek ulaşılan geniş odalar gibidir. Büyükşehir Belediyesi ve batısındaki boşluk önce B Bölgesi daha sonra da A ve C bölgeleriyle bağlanarak bu koridor-oda analojisi daha güçlü hale gelmektedir. Bu üç alanı birleştirip ölçeksiz ve tanımsız büyük bir alan elde etmek yerine insan ölçeğine daha uygun, yürüme mesafeleri, mekân hissiyatı, görme ve görülme gibi kriterler bakımından daha uygun alanlar elde edilmek amaçlanmıştır. Tamamen kamusal, boş ve ıssız kentsel mekânlar üretmek yerine kamusal, yarı kamusal ve özel alanların dengesi üzerine senaryolar üretilmiştir.
A, B ve C bölgesinin içinden ve etrafından geçen caddelerdeki araç trafiği yer altına alınmadan, çağdaş kentlerde olduğu gibi hızını düşürerek ve olabildiğince yoğunluğu başka yönlere yönlendirerek aktararak azaltılabilir. Hükümet Caddesi ve diğer çevre yollar için ön görülen tamamen yayalaştırma yerine araç şeritlerinin azaltılıp yaya ve bisiklet yollarının arttırılmasıdır. Böylece oluşturulan merkezde araç trafiğinin yavaşlaması ve kendiliğinden başka yönlere yönlenme görülecektir. Ayrıca yol üzerinde doku, malzeme geçişleri ve yol geometrisine müdahaleler yapılarak araç hızının düşürülmesi mümkündür. Günümüzde aksi uygulamaların yarattığı problemler ve kentin merkezinde yarattığı olumsuz etkilerden kazanılan tecrübeler bu yönde bir uygulamanın Ordu için daha uygun olacağını göstermektedir.